|
Kulak
DELİK KULAK ZARI
|
DELİK KULAK ZARI NEDİR – KULAK AKINTISI NEDİR – KOLESTEATOM NEDİR
MÜZMİN ORTA KULAK İLTİHABI NEDİR – MÜZMİN OTİT ÇEŞİTLERİ NELERDİR
TİMPANOPLASTİ NEDİR – OSİKULOPLASTİ NEDİR - MASTOİDEKTOMİ NEDİR
ORTA KULAK AMELİYATI SIRASI VE SONRASI NASILDIR |
|
|
|
Delik kulak zarı; yalnız hafif işitme kaybına yol açan bir bulgu olabileceği gibi, yüz felcinden tam işitme kaybına, menenjitten beyin absesine ciddi hastalıkların habercisi de olabilecek bir bulgudur. |
|
SÖZLÜK
Kronik otitis medya: Müzmin orta kulak iltihabı
Kolesteatom: Cild dokusunun olmaması gereken orta kulakta oluşturduğu tehlikeli yapı
Timpanoplasti: Kulak zarı tamiri ameliyatı, zar takma
Osikuloplasti: Kulak kemikçikleri tamiri ameliyatı
Mastoidektomi: Kulak arkası kemiğinin oyularak hastalıklı dokuların çıkarılması ameliyatı
|
|
|
|
Delik Kulak Zarı Nedir – Kulak Akıntısı Nedir – Kolesteatom Nedir
Delik kulak zarı kavramı, kulak zarının bütünlüğünün bozulması durumunu tanımlar. Hekimler bu durumu timpanik membran perforasyonu ya da kısaca zar perforasyonu olarak adlandırır. Zar perforasyonu; akut iltihaplar, travmalar, tümörler gibi farklı nedenlerle oluşabilir. Ancak kalıcı zar perforasyonu, istisnalar dışında, müzmin orta kulak iltihablarının bulgusudur. Dolayısıyla pratikte, delik kulak zarı kavramı müzmin orta kulak iltihabı ile eş anlamlı olarak kullanılır. Zar perforasyonu kuru-akıntısız veya akıntılı olabilir.
Kulak akıntısı, kulakta oluşan tüm akıntılar için yapılan genel bir tanımlamadır. Hekimler kulak akıntısını, otore sözcüğü ile belirtirler. Kulak ağrısının eşlik ettiği ani gelişen kulak akıntıları, geçici minik zar perforasyonuyla seyreden akut orta kulak iltihablarının işaretidir. İşitme kaybının eşlik ettiği sürekli veya tekrarlayan kulak akıntıları ise, kalıcı orta-büyük zar perforasyonuyla seyreden müzmin orta kulak iltihablarının işaretidir. Akıntının kötü kokulu olması, müzmin orta kulak iltihablarının tehlikeli formu olan kolesteatomun ekarte edilmesini gerektirir. Orta kulak iltihaplarının dışında, dış kulak iltihapları ile kulak tümörleri gibi nadir hastalıklar da kulak akıntısının bazen nedeni olabilir. Diğer taraftan bebek ve küçük çocukların, sıvı yapıda olabilen normal kulak sekresyonları, kulak akıntısı ile karıştırılmamalıdır.
Kolesteatom, cild dokusunun olmaması gereken orta kulak ve ilişiklerinde yerleşip büyümesi sonucu oluşan tehlikeli yapıdır. Cild dokusunun özelliği, yeni hücreler meydana getirerek sürekli kendini yenilemesi ve keratin oluşturmasıdır. Bu özellik vücudun dış yüzeylerinde sorun yaratmaz, dökülen yaşlanmış hücreler ve keratin dışarıya atılır. Halbuki cild orta kulak, mastoid ve petrozun boşluklarına-girintilerine-hücrelerine yerleştiğinde, döküntüler dışarı atılamaz. Bu hapsolmuş cild ve keratin giderek büyür, büyüdükçe özellikleri değişir, daha hızlı çoğalmaya başlar, kolesteatom matriksi ve döküntüsü denilen kompleks bir yapı oluşturur. Kolesteatom dokusu; granülasyon-polip gelişimini ve diğer müzmin iltihabi reaksiyonları tetikler, bakterilerin biofilm oluşturmasına zemin hazırlar, ama en önemlisi osteoklastik aktiviteyi artırır. Osteoklast hücrelerinin anormal aktivitesi, kemik dokuyu yoketmeye başlar. Böylece bir yandan kulak kemikçiklerinin harabiyeti ile iletim tipi ciddi işitme kayıpları, bir yandan da kolesteatom-kemik harabiyeti-enfeksiyon-iltihap sarmali ile yüz felcinden beyin absesine kadar hayati komplikasyonlar gelişir.
Kolesteatom çeşitleri, 2 ana gurup oluşturur; konjenital yani doğumsal kolesteatomlar ve akiz yani edinsel kolesteatomlar. Konjenital kolesteatomlar nadir görülür. Bunlar, embriyolojik dönüşümün tamamlanamaması sonucu oluşur. Konjenital kolesteatomlar, sağlam zarın arkasında malleusun hemen önünde yerleşir. Tanıları; 5-6 yaşlarında henüz kolesteatom küçükken tesadüfi bulguyla veya daha ileri yaşlarda kolesteatom büyümüşken işitme kaybı-zar perforasyonu-akıntı gelişmesiyle konulur. Konjenital kolesteatomların tedavileri cerrahidir, uygun timpanomastoid cerrahi teknikler kullanılarak çıkarılır. Edinsel kolesteatomlar asıl sık görülen kolesteatom çeşididir. Bunlar müzmin orta kulak iltihaplarının alt gurubunu oluşturur. Edinsel kolesteatomlar, zardaki gelişim bölgesine göre attik, sinüs ve tensa kolesteatomu şeklinde; oluşum mekanizmasına göre ise primer ve sekonder kolesteatom şeklinde sınıflandırılır. Primer kolesteatom gelişimi, zarın içeri doğru çekilmesi veya bazal hücre proliferasyonu ile olur; bu özellikle attik kolesteatomlarının, yani zarın tepe kısmındaki kolesteatomların, oluşum mekanizmasıdır. Sekonder kolesteatom gelişimi, zar perforasyonunun arasından cildin içeri doğru ilerlemesi ile olur; bu ise özellikle sinüs kolesteatomlarının, yani zarın arka-üst kısmındaki kolesteatomların, oluşum mekanizmasıdır.
Kulak anatomisi, 3 bölge halinde incelenir: Dış kulak, orta kulak ve iç kulak. Her 3 bölüm hekimlerin temporal kemik dedikleri şakak kemiğinin içinde yerleşmiştir. Temporal kemik; timpanik, mastoid, petroz, zigomatik ve skuamöz kısımlardan meydana gelir. Dış kulak; sesi toplayan kulak kepçesi ile başlar ve giderek daralarak dış tarafta kıkırdak iç tarafta kemik kısımlardan oluşan dış kulak kanalı ile, kulak zarında sonlanır. Orta kulak, timpanik membran denilen kulak zarı ile başlar ve sırasıyla malleus yani çekiç kemikçik, inkus yani örs kemikçik ve stapez yani üzengi kemikçikten oluşan kemikçik zincir vasıtasıyla oval pencerede sonlanır. Orta kulak fonksiyonel açıdan, devamlılık halinde olduğu hava içeren komşu bölgelerle bir bütün olarak ele alınır. Bu bölgeler; önde tuba östaki denilen ve orta kulağın havalanmasını sağlayan kulak-geniz borusu, arkada mastoid denilen ve havalı hücrelerden oluşan kulak arkası kemiği, derinde petroz denilen ve kısmen havalı hücrelerden oluşan kulak uç kemiği, nihayet yukarıda zigoma kökü denilen ve havalı alanlar içerebilen elmacık kemik köküdür. İç kulak; oval ve yuvarlak pencere hizasında orta kulakla irtibat gösterir ve önde koklea yani salyangoz, ortada vestibül yani mağara, arkada üç semisirküler kanal, yani yarımdaire kanalları yapılarından oluşur. Salyangoz işitmede görev alırken, vestibül ve yarımdaire kanalları denge işlevinde görev yapar. İç kulağın son kısmı ise, salyangoz iç tarafından başlayan işitme siniri ve denge organı iç tarafından başlayan üst ve alt denge sinirlerini içerir. Bu üç sinir, içkulak kanalı olarak adlandırılan beyin sapına komşu bölgede tedricen birleşir, odyovestibüler sinir denilen tek bir anatomik yapı haline gelir ve beyin sapında beyin dokusu ile bütünleşir.
|
Müzmin Orta Kulak İltihabı Nedir – Müzmin Otit Çeşitleri Nelerdir
Müzmin orta kulak iltihabı, yani kronik otitis medya; reküran otitis medya ve efüzyonlu otitis medya tablolarını takiben yıllar içinde gelişen, kalıcı orta kulak iltihabı formudur. Otit zincirinin sinsi seyri nedeniyle, sıklıkla, erken çocukluk çağında başlamış basit otit formları müzmin otit formuna dönüşüp tablo oturduktan sonra, 8-10 yaş civarında tanı konulur. Hastalık, zar perforasyonu-kemikçik zincir-mukoza-bazen de kemik patolojileri ile karakterizedir.
Müzmin orta kulak iltihabı çeşitleri, iki ana grubu kapsar; basit müzmin orta kulak iltihabı ve kolesteatomlu müzmin orta kulak iltihabı. Müzmin orta kulak iltihabları, akıntısız olabileceği gibi sürekli veya dönem dönem akıntılı olabilir. Cerahatli akıntı ile seyreden yani alevlenmeler gösteren müzmin otitler, cerahatli müzmin orta kulak iltihabı, hekimlerin tanımlamasıyla kronik süpüratif otitis medya, olarak da adlandırılır. Akıntısız, yalnız zar perforasyonlu müzmin otitlerin ise sekel olarak görülmesi yönünde bir eğilim olsa da, bunların da bir dış kulak veya tubal kaynaklı enfeksiyonu takiben kolayca iltihaplanabilmeleri nedeniyle, tarihsel tanımlamaya uygun olarak müzmin otitis medya başlığı altında ele alınmaları makul olandır. Diğer taraftan müzmin otitis medya kavramı, kolesteatomsuz veya kolesteatomlu, yalnız zar perforasyonlu lezyonları içerir. Ancak zar retraksiyonu-atelektazi-adhezif otit şeklindeki zar çökmesi lezyonları da müzmin formun öncü aşamaları olarak görülebilir.
Basit müzmin orta kulak iltihabı, yalnızca timpanik membran perforasyonu, yani zarda delik, ile karakterizedir. Bazen buna sınırlı bir kemikçik zincir harabiyeti ve mukozal reaksiyonlar eşlik eder. Kolesteatom bulunmaz. Zar perforasyonu, istisnalar dışında santral tiptedir, yani zarın merkezi kısmındadır. Santral perforasyonlarda, zarın iç tarafındaki mukozanın, zarın dış tarafında bulunan cild dokusunun içeri doğru ilerlemesini engelleyen kontakt inhibisyon yaptığı düşünülmektedir. Basit-kolesteatomsuz müzmin orta kulak iltihabı vakaları sıklıkla kuru, yani aktif enfeksiyon-iltihap göstermeyen, özelliktedir. Ancak bazı vakalar, cerahatli akıntı ile karakterize müzmin süpüratif otitis medya şeklinde veya cerahatli akıntı bulunmadan hiperpastik mukoza-granülasyon-polip içeren aktif iltihabi reaksiyonlu şekilde olabilir. Basit müzmin orta kulak iltihabında cerahatli akıntı varsa, enfeksiyon lokal kulak damlaları ile kontrol altına alınır. Cerahatsiz hafif akıntı ise mukozal sekresyonlara bağlıdır ve ameliyata engel teşkil etmez. Basit müzmin otit vakalarında, genelde, timpanoplasti-osikuloplasti operasyonları uygulanır. Dirençli mastoidal süpürasyon veya ileri mukozal reaksiyonlar varsa, eş zamanlı kortikal mastoidektomi ihtiyacı doğabilir. Ancak izole zar tamiri de, çok ileri olmayan mukoza patolojilerini, döngüyü kırarak, düzeltebilir.
Kolesteatomlu orta kulak iltihabı, zar ve kemikçik zincirde ileri harabiyetin yanı sıra, tehlikeli bir kemik erimesiyle seyreder. Zar perforasyonu, istisnalar dışında marjinal tiptedir, yani zarın kenar kısmındadır. Kolesteatom attikte yani zarın tepe kısmında, sinüs bölgesinde yani zarın arka-üst kısmında veya tensa kolesteatomu şeklinde yani zarın tamamında oluşabilir. Kolesteatomlu müzmin orta kulak iltihabı nadiren kuru ve kendi kendini temizleyebilen özellik gösterebilir. Kolesteatomlu otit, sıklıkla, cerahatli akıntı ile karakterize müzmin süpüratif otitis medya şeklinde veya cerahatli akıntı olmasa da hiperpastik mukoza-granülasyon-polip içeren aktif iltihabi reaksiyonlu şekilde seyreder. Her 2 durumda da kolesteatom kendi kendini temizleyemez, giderek büyür. Kolesteatomlu müzmin orta kulak iltihabında cerahatli akıntı varsa, lokal kulak damlaları ile kontrol altına alınmaya çalışılır, ancak bu lokal tedavi çoğu zaman sonuç vermez. Cerahatli akıntının devamı ameliyata engel teşkil etmez. Kolesteatomlu müzmin otit vakalarında, timpanomastoidektomi ve beraberinde timpanoplasti-osikuloplasti operasyonları uygulanır.
Müzmin orta kulak iltihabı belirti-bulguları; zar perforasyonu, akıntı ve işitme kaybıdır. Kulak akıntısı varsa, genelde aralıklı olarak oluşur. Müzmin otitlerde staphylococcus aerous, pseudomonas aeruginosa gibi aerob ve bacteroides gibi anaerob bakteriler rol oynar. Akıntının kötü kokulu olması, vakanın aksi isbatlanana kadar kolesteatom olarak kabul edilmesini gerektirir. İşitme kaybı ise genelde iletim tipindedir, ancak yıllar içinde iç kulağın da enfeksiyon-iltihap veya kolesteatomla etkilenmesiyle mikst tipe dönebilir. İşitme kaybı, izole zar perforasyonlarında 10-20 dB civarındayken, kemikçik zincir problemlerinde 40-50 dB’ye kadar çıkar. Kolesteatom veya granülasyon, kemik defektin arasını doldurarak yalancı işitmeye yol açabilir. Müzmin otitlerde ayrıca; çınlama, baş dönmesi-dengesizlik şikayetleri olabilir.
Müzmin orta kulak iltihabı sonuçları, sekeller ve komplikasyonlar başlıkları altında toplanabilir. Sekeller; zar perforasyonu, zar atrofisi, kemikçik zincir harabiyeti, toksik koklear hasar, konuşma-davranış gelişiminde gerilikler, timpanoskleroz ve kolesterol granülomudur. Komplikasyonlar ise; harabiyet-enfeksiyon-iltihap döngüsü ile oluşan, temporal kemik içindeki, cild altındaki ve kafa içindeki farklı dokuları tutan, akut mastoiditten beyin absesine uzanan çeşitli patolojilerdir.
Zar, kemikçik zincir ve işitme patolojileri, müzmin otitlerin en sık görülen bulguları ve aynı zamanda da sonuçlarıdır. Zar perforasyonu tüm müzmin otitlerin asli bulgusudur. Perforasyon, basit müzmin otitlerde zarın merkezi kısımlarını, kolesteatomlu otitlerde ise kenar kısımlarını tutar. Zarda oluşabilen bir diğer sekel, zar atrofisidir. Zarın herhangi bir kısmında yerleşebilir. Zar atrofisi işitme kaybına yol açmaz ve orta kulakta negatif basınç oluşmadığı sürece daha ileri bir tabloya dönmez. Osiküler zincir de denilen kemikçik zincir harabiyeti ise , kolesteatomlu otitlerin çoğunda, basit müzmin otitlerin bir kısmında görülür. Osiküler harabiyet, en sık inkus uzun kolunu tutar. İnkus uzun kolu çok hassastır ve harabiyeti yalnız kolesteatomla değil, izole enfeksiyon-iltihap döngüsü ile de oluşur. Kemikçik zincir harabiyeti, ikinci sıklıkta inkus gövdesini tutar. Yaygın hastalıkta ise, malleus-inkus-stapez kemikçiklerinin herbiri, sıklıkla beraberce olmak üzere, hasar görebilir. Zar perforasyonu ve kemikçik zincir harabiyeti iletim tipi işitme kaybına yol açar. Bazı vakalarda ise enfeksiyöz ve iltihabi maddelerin yuvarlak pencere membranından emilip iç kulakta toksik etki oluşturmasıyla, özellikle yüksek frekansları tutan, iç kulak tipi ilave işitme kaybı gelişir. Otit zinciri ile daha küçük çocukluk çağında başlayan bu müzmin işitme kayıpları, çift taraflı oldukları takdirde, hastanın tüm yaşamını etkileyebilen konuşma-davranış gelişiminde gerilikler ile sonuçlanır.
Timpanoskleroz, enfeksiyon-iltihap-cerrahi travma gibi uyaranların tetiklemesiyle zarın ve orta kulağın submukozal katmanlarında hiyalin birikimi ve takiben kalsifikasyon gelişimidir. Zar sağlam veya perfore olabilir. Bu reaksiyonel kireçlenmeler çoğunlukla yalnız miringoskleroz, yani izole zar kireçlenmesi şeklinde gelişir. Miringosklerozda işitme kaybı ve başka problemler oluşmaz. Halbuki kireçlenmeler yaygın timpanoskleroz şeklinde seyredip kemikçik zinciri tuttuğunda, kemikçikler hareketini yitirir, iletim tipi ciddi işitme kaybı oluşur. Kemikçik zincir tutulumu olan timpanoskleroz, cerrahi tedavi gerektirir. Hafif genel tutulumlarda timpanoskleroz plaklarının uzaklaştırılması ile kemikçik zincir hareketlendirilmesi, malleus başı-inkus tutulumunda inkus interpozisyonu gibi teknikler uygulanır. Ancak lezyon sıklıkla malleus-inkus-stapez kemikçiklerini, stapezin tabanı da dahil olmak üzere, beraberce tutar. Bu durum iç kulağa müdahale gerektirdiğinden, zar perforasyonu varsa ilk aşaması zar tamirini içermek üzere mutlaka iki aşamalı cerrahi, zar perforasyonu yoksa duruma göre tek veya iki aşamalı cerrahi uygulanır. Bu vakalarda timpanoskleroz plakları temizlenir, malleus ve inkus kemikçikleri, ya da asgarisinde malleus sapı, hareketli hale getirilir. Takiben stapedotomi yapılır ve malleus veya inkusdan iç kulağa uzanan bir piston-protez yerleştirilir.
Kolesterol granülomu, temporal kemik başta olmak üzere vücudun çeşitli dokularında oluşabilen, kolesterol içeren sarımsı-mavimsi kistik lezyonlardır. Kolesterol granülomu şu mekanizmayla oluşur: Otitis medya gelişim zinciri sırasında orta kulak ve ilişiklerinde oluşan negatif basınç, sıvı sızıntılarının ve sekresyonlarının yanısıra kılcal damar kanamalarına yol açar, eritrosit denilen alyuvarlar parçalanır, içerdikleri kolesterol açığa çıkar, kolesterol yabancı cisim reaksiyonu yaratır, yabancı cisim dev hücreleri içeren granülasyonlar gelişir, vücut kistik yapı oluşturarak kolesterolü sınırlandırır. Tekrarlayan kanamalar lezyonu büyütür. Kolesterol granülomu, temporal kemiğin tüm boşluk ve hücrelerinde oluşabilir. Ancak en sık petrozda, ikinci sıklıkta orta kulak ve mastoidde görülür. Çoğunlukla belirti vermese de, kitle etkisi yaparak bulunduğu lokalizasyonla ilintili belirtiler de oluşturabilir. Kolesterol granülomlarının tipik radyolojik bulgusu, MR’da T1 sekansında, kolesteatomun aksine, içerdiği kolesterol nedeniyle tipik hiperintens yani parlak görüntü oluşturmasıdır. Semptom oluşturmayan kolesterol granülomları yalnız takip edilir. Semptom oluşturan kolesterol granülomlarına ise; lezyon mastoidde yerleşmişse mastoidektomi teknikleriyle, petrozda yerleşmişse transmastoid infralabirentin yaklaşım veya orta kafa çukuru yaklaşımı gibi tekniklerle müdahale edilir. Ancak lezyona yol açan negatif basınç koşulları devam ettiği takdirde, kolesterol granülomunun tekrar gelişme olasılığı vardır.
Müzmin orta kulak iltihabı komplikasyonları, hayati ve fonksiyonel riskler taşır. Özellikle kolesteatomlu form, tehlikeli komplikasyonların gelişimine yol açabilir. Gerek akut gerek müzmin otit komplikasyonları; temporal kemik içindeki farklı dokuları, komşu alanlardaki yumuşak dokuları ve kafa içindeki beyin ilintili dokuları tutar. Temporal kemik içinde gelişen komplikasyonlar; mastoidit, petrozit, yüz felci, labirentit ve labirent fistülüdür. Komşu yumuşak dokularda gelişen komplikasyonlar; mastoid absesi, elmacık kemik kökü absesi ve boyun absesidir. Kafa içinde gelişen komplikasyonlar; menenjit, epidural abse, subdural abse, beyin absesi, sinüs trombozu ve hidrosefalusdur. Müzmin orta kulak iltihaplarında gelişen komplikasyonlarda tedavi, istisnai durumlar dışında cerrahidir. Komplikasyon gelişen dokuya ve primer hastalığa yönelik tıbbi-cerrahi tedavinin süratle uygulanması önemlidir.
|
Timpanoplasti Nedir – Osikuloplasti Nedir - Mastoidektomi Nedir
Müzmin orta kulak iltihabı tedavisi, istisnai durumlar dışında, cerrahidir. Basit müzmin orta kulak iltihabında timpanoplasti ve ihtiyaç halinde osikuloplasti ameliyatı uygulanır. Bunlara bazen antrotomi veya basit mastoidektomi ilave edilir. Kolesteatomlu orta kulak iltihabında ise timpanomastoidektominin çeşitli tiplerinden biri, ihtiyaca göre timpanoplasti ve osikuloplasti ile kombine edilerek, uygulanır.
Timpanoplasti, yaygın tanımlamasıyla zar takma ameliyatıdır. Timpanoplastide delik zar, vücudun başka bir yerinden alınan ve serbest olarak nakledilen, hekimlerin greft dedikleri dokuyla tamir edilir. Zar onarımında iki ana teknik vardır; underlay ve overlay. Underlay teknikte, adının da ifade ettiği şekilde, greftin tamamı ya da en azından ön bölümü zar artığının altına yerleştirilir. Overlay teknikte ise zar artığının epiteli soyulur ve greft zar artığının üzerine konulur, ya da zar artığı tamamen çıkarılır ve greft kemik halkanın üzerine yerleştirilir. Kulanılan greft materyalleri; temporal fasya yani şakak kası zarı, tragal kartilaj yani kulak yolu ön kıkırdağı, tragal perikondrium yani kulak yolu ön kıkırdağının zarı gibi hastanın kendi dokularıdır. Timpanoplasti ameliyatlarında yapılan yeni zar dokusu dikilmez, çeşitli mekanik destekler ve sponjel denilen kendiliğinden eriyen süngercikler ile sabitlenir ve sekonder iyileşmeye, yani vücudun kendini tamir sürecine bırakılır.
Osikuloplasti, haraplanmış veya hareketi bozulmuş kemikçik zincirin devamlılığının ve hareketinin sağlanması ameliyatıdır. Osikuloplastide kişinin kendi kemikçikleri, kemik-kıkırdak gibi dokuları ile yapay minik protezler ve materyaller kullanılır. Orta kulak ameliyatlarında öncelikle, kemikçik zincir devamlılığının korunması hedeflenir. Osikuloplasti tekniklerinin en sık uygulananları ise; yapışıklık-skleroz temizlenmesiyle kemikçik zincir hareketinin yeniden temini, ionomer sement yani cam çimentosu ile küçük kopuklukların tamiri, inkus interpozisyonu yapılması yani örs kemikçiğin şekillendirilip çekiç ile üzengi arasına yerleştirilmesi, malleus relokasyonu yapılması yani çekiç kemikçiğe yeni bir pozisyon vererek kemikçik zincir iletisinin sağlanması, PORP denilen parsiyel osiküler replasman protezi yerleştirilmesi yani bir yapay ara protezin çekiç kemikçik-zar ile sağlam üzengi arasına konulması, TORP denilen total osiküler replasman protezi yerleştirilmesi yani bir yapay uzun protezin çekiç kemikçik-zar ile hasarlı üzenginin tabanı arasına yerleştirilmesidir. Ayrıca stapedotomi denilen ve üzengi kemikçiğin üst bölümünün çıkarılmasını takiben örs veya çekiç kemikçikten iç kulağın vestibulumuna uzanan bir piston-protezin yerleştirildiği ameliyatlar da, zar tamiri yapılan vakalarda ikinci aşamaya bırakılmak kaydıyla, uygulanır.
Mastoidektomi, kulağın arka bölümünü oluşturan kemiğin oyularak hastalıklı dokuların atılması ameliyatıdır. Mastoidektomi ameliyatları 2 ana başlık altında guruplanabilir: Basit izole kortikal mastoidektomi yaklaşımı ve pek çok farklı tekniği içeren timpanomastoidektomi yaklaşımı. Kortikal mastoidektomi, mastoid kemiğe dış kulak yolu arka duvarı korunarak yapılan sınırlı müdahaledir. Özellikle akut orta kulak iltihabı komplikasyonlarında, enfeksiyon kaynağına müdahale gerektiğinde uygulanır. Müzmin otitlerde ise izole olarak uygulanması nadirdir. Bazen basit müzmin otitlerde, antrum ile mastoidin kontrolü ve gerektiğinde müdahaleler yapılması için timpanoplastiye ilave olarak uygulanır. Timpanomastoidektomi kavramı ise, dış kulak yolunu oluşturan timpanik kemik ile kulak arkasında bulunan mastoid kemiğe beraberce yapılan pekçok farklı tekniği içerir. Bu ameliyatlar özellikle kolesteatomlu müzmin otitlerin ve bunların komplikasyonlarının tedavisinde kullanılır. Timpanomastoidektomi tekniklerinin en sık uygulananları; “intact canal wall” timpanomastoidektomi yani korunan dış kulak yolu arka duvarının önünden ve arkasından çalışarak timpanomastoid alana müdahale, “canal wall down” timpanomastoidektomi yani dış kulak yolu arka duvarını tamamen alarak tüm timpanomastoid alana geniş müdahale, “transposed canal wall” timpanomastoidektomi yani dış kulak yolu duvarlarını daha ötede yeniden oluşturarak timpanomastoid alana müdahale ve attikotomi-attikoaditotomi-attikoantrotomi-konzervatif mastoidektomi zinciri ile içerden dışarı doğru çalışıp ihtiyaca göre ameliyatı genişleterek timpanomastoid alana müdahaledir. “Canal wall down” timpanomastoidektomi, modifiye radikal mastoidektomi veya açık kavite timpanoplasti olarak da adlandırılır. Eğer ki zaruri durumlarda, zar, orta kulak mukozası ve çekiç-örs kemikçikler tamamen çıkarılır ve tuba östaki tıkanırsa, ameliyat, radikal mastoidektomi adını alır. “Canal wall down” timpanomastoidektomiyi takiben oluşan büyük kaviteye saplı yumuşak doku yatırılabilir veya kavite kemik-kıkırdak-kemik talaşı-kemik macunu gibi dokularla tıkanabilir; bu tip ameliyatlar obliterasyonlu timpanomastoidektomi olarak adlandırılır. Ya da geçici olarak çıkarılan kemik arka duvar tekrar yerine monte edilebilir veya yapay implant malzemesi kullanılarak arka duvar tamiri yapılabilir; bu tip ameliyatlara ise arka duvar rekostruksiyonlu timpanomastoidektomi denir. Her tür timpanomastoidektomi ameliyatının amacı; kolesteatom başta olmak üzere, granülasyon, polip, iltihabi doku, cerahat, iltihabi sıvı, kolesterol granülomu, timpanoskleroz gibi lezyonları temizlemektir. Bu hedefe ulaşıldıktan sonra, istisnai durumlar dışında, zar tamiri ve kemikçik zincir onarımı gerçekleştirilir.
|
Orta Kulak Ameliyatı Sırası ve Sonrası Nasıldır
Orta kulak ameliyatları sırası ve sonrası, şu özellikleri gösterir: Timpanoplasti, osikuloplasti, mastoidektomi ve bunlarla ilintili kulak ameliyatlarını takiben hastalar, sıklıkla bir gece hastanede kalırlar. Genelde ameliyat gecesi önemli bir rahatsızlıkları olmaz. Hastalar ameliyatın ertesi günü taburcu olurlar. Bir hafta sonra az sayıdaki ameliyat dikişleri alınır ve birkaç hafta boyunca ayaktan pansumanlar yapılır. İlk iki hafta boyunca uçağa binilmemesi, dağlık yüksek yerlere çıkılmaması, burnun sümkürülmemesi, ağız kapalı aksırılmaması, yani kulakta basınç değişikliklerine yol açılmaması önemlidir. Kulak içi doku iyileşmelerinin tamamlanmasıyla pansumanlar sonlanır. Ancak hastaların, dönem dönem takip edilmeleri gerekebilir.
|
|
|
|
|
|
Ayrıca Bakınız:
|
- KULAK İLTİHABI
- MENENJİT-BEYİN ABSESİ
|
|
|