|
Kulak
KULAK SIVISI
|
KULAK SIVISI NEDİR - ORTA KULAK İLTİHABI ÇEŞİTLERİ NELERDİR
EFÜZYONLU ORTA KULAK İLTİHABI NEDİR - SERÖZ OTİT NEDİR
TAKİP TEDAVİ NASILDIR - TÜP TAKMA / GROMMET AMELİYATI NEDİR
EFÜZYONLU OTİTTE TAKİP, TEDAVİ, AMELİYAT SONRASI NASILDIR |
|
|
|
Kulak sıvısı basit bir rahatsızlık gibi algılanan, ancak yıllar içinde konuşma geriliği, yaşam kalitesi bozukluğu, kolesteatom oluşumu gibi çok önemli problemlere yol açabilen bir hastalıktır. |
|
SÖZLÜK
Otitis medya: Orta kulak iltihabı
Efüzyonlu otitis medya: Sıvı birikimli orta kulak iltihabı, seröz otit, sekretuar otit
Orta kulak serözitesi: Kulak sıvısı, orta kulakta sızma veya salgı sonucu oluşan sıvı
Tuba östaki: Kulak-geniz kanalı, östaki borusu, tuba
Grommet tüpü: Kulak zarına takılan ve orta kulak havasını dengeleyen havalandırma tüpü
|
|
|
|
Kulak Sıvısı Nedir - Orta Kulak İltihabı Çeşitleri Nelerdir
Kulak sıvısı, orta kulakta sağlam zarın arkasında, akut iltihap belirti-bulguları olmaksızın, sıvı birikmesi durumunda kullanılan tanımlamadır. Hekimler bu durumu orta kulak serözitesi sözcükleriyle anlatırlar. Gerçekten de akut iltihapla seyretmeyen kulak sıvısı genelde serözdür, yani açık renkli ve kıvamsızdır. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya glue yani yapışkan karakterde de olabilir. Kulak sıvısı, orta kulak iltihaplarından biri olan efüzyonlu orta kulak iltihabının asli bulgusunu oluşturur. Dolayısıyla yaygın kullanımda kulak sıvısı kavramı, efüzyonlu otitis medyayı ifade eder.
Orta kulak iltihabı sınıflaması, pekçok hastalık tablosunu kapsar. Ancak bunlar arasında akut otitis medya, efüzyonlu otitis medya ve müzmin otitis medya öne çıkar. Akut otitis medya; bakteriyel enfeksiyonlar sonucu oluşan, ani gelişen ve 7-10 gün süren, akut iltihabın klasik belirti bulgularını gösteren, orta kulakta cerahat birikimi ile karakterize formdur. Efüzyonlu otitis medya; bakteriyel enfeksiyonlar tubal disfonksiyonlar ve mukoza reaksiyonlarının kompleks etkileşimiyle oluşan, sinsi gelişen ve uzunca süren, belli belirsiz seyreden, orta kulakta sıvı birikimi ile karakterize formdur. Müzmin otitis medya; ilk iki formun zemininde gelişen, yıllar içinde ortaya çıkan ve yıllarca süren, akıntı-işitme kaybı ve komplikasyonlar dışında aşikar rahatsızlık yaratmayan, zar-kemikçikler-mukoza patolojileri ile karakterize formdur. Doğaldır ki akut otitis medyaların tekrarları, yani rekürran otitis medya, ve ayrıca müzmin orta kulak iltihaplarının alevlenme tabloları da görülür. Müzmin otitis medya, basit zar perforasyonlu ve kolesteatom oluşumlu müzmin lezyonları tanımlasa da, zar retraksiyonu-atelektazi-adhezif otit şeklinde zar çökmesi lezyonları da bu formun öncü aşamaları olarak görülebilir. Müzmin otitis medyanın akıntı oluşturarak alevlenmeler gösteren şekli, kronik süpüratif otitis medya, yani cerahatli müzmin orta kulak iltihabı, olarak da adlandırılır.
Orta kulak iltihabı gelişim zinciri, orta kulaktaki patolojilerin mikroskopik ve odyolojik takip imkanı nedeniyle ayrıntılı olarak bilinmektedir. Ancak bu ayrıntıların fazlalığı, hastalığın yıllara yayılabilmesi ve işitme-denge organına gösterilen hassasiyet, hastalık zincirinin olduğundan karışık algılanmasına yol açmaktadır. Orta kulak iltihabı gelişim zinciri, en basitten en ileri forma doğru şu şekilde özetlenebilir: Viral enfeksiyonlar-tubal problemler-mukoza reaksiyonları üçlüsü, akut otitis medya, rekürran otitis medya, efüzyonlu otitis medya, zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis medya, temporal kemik içi–komşu doku veya kafa içi otitis medya komplikasyonları. Diğer taraftan tüm otit formlarına mastoidal mukoza reaksiyonları eşlik eder. Bu reaksiyonlar anatomik ve iltihabi devamlılığın doğal sonucudur, ayrı bir klinik tablo olarak kabul edilmezler. Ancak ayrı bir klinik tablo oluşturan akut ve müzmin klinik mastoidit formları da vardır. Otit zincirindeki basit formlar, yani akut otitis medya, rekürran otitis medya ve efüzyonlu otitis medya tabloları, çoğunlukla kendiliğinden veya hekim yardımıyla düzelir. Bir kısmı ise zaman içinde ilerleyip, sıra takip ederek veya atlayarak, daha ağır formlara döner. Bu zincirde müzmin orta kulak iltihapları ve bunların komplikasyonları, son halkadır.
Orta kulak iltihabı sıklık ve yaş parametreleri, şu özellikleri gösterir: Otitis medya, tüm formları gözönüne alındığında, çocukluk çağının en sık doktora başvuru gerekçesi, en sık görülen bakteriyel hastalığı, en sık antibiyotik kullanım nedeni ve en sık işitme kaybı kaynağıdır. En fazla 6 ay-1 yaş arasında olmak üzere, 7 yaşına kadar çocukların tamamına yakın bölümü en az bir otitis medya atağı geçirir. Orta kulak iltihabı gelişim zincirinin doğal sonucu olarak; ilk 3 yaş içinde akut otitis medya, 3-4 yaştan itibaren efüzyonlu otitis medya, 7-8 yaştan itibaren ise müzmin otitis medya tanıları sıklığı fazladır.
Orta kulak iltihabı ihtimalini ve sıklığını artıran faktörler şunlardır: Anne sütünün erken kesilmesi, pasif sigara içiciliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük sosyoekonomik koşullar, kalabalık çocuk yuvaları.
|
Efüzyonlu Orta Kulak İltihabı Nedir - Seröz Otit Nedir
Efüzyonlu orta kulak iltihabı, yani efüzyonlu otitis medya; kompleks etkileşimle oluşan, sinsi gelişip haftalar aylar bazen de daha uzun süren orta kulak iltihabı formudur. Orta kulakta sıvı birikimi ile karakterizedir. Yaygın ifadeyle kulak sıvısı olarak adlandırılır. Sıvı sıklıkla seröz, yani sulu karakterdedir. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya glue yani yapışkan karakterde de olabilir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı eşdeğer tanımlamaları; seröz otitis medya yani seröz otit, glue ear yani yapışkan kulak iltihabı, sekretuar otitis medya yani sekretuar otittir. Orta kulakta biriken sıvı çoğunlukla seröz ve yapışkan olsa da, her zaman bu yapıda değildir. Yine, sıvı oluşumunda sekresyonlar rol oynasa da, mukozadan transüda denilen sıvı sızması da bu oluşumda pay sahibidir. Dolayısıyla tüm patolojik özelikleri kapsayan makul isimlendirme efüzyonlu, yani sıvı birikimli orta kulak iltihabıdır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı gelişiminde rol alan faktörler önemlidir. Efüzyonlu otit, farklı şekillerde başlayabilen, ancak takiben birden fazla etkenin devreye girdiği kompleks etkileşim ve kısır döngü ile karakterizedir. Hastalığın gelişiminde, kültürde saptanmaları güç olsa da, üst solunum yolu patojenleri denilen ve akut otitis medyanın da etkeni olan 3 mikroorganizma, yani streptococcus pneumoniae-haemophilus influenzae-moraxella catarrhalis bakterileri pay sahibidir. Yine bakterilerin ürettikleri mukozayı kaplayan jölemsi biofilm yapısının hastalığın gelişiminde etkisi düşünülmektedir. Ancak en az bu faktörler kadar önemli olan, hastalığın başında veya ara aşamasında devreye giren tubal disfonksiyon ve mukozal iltihaptır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı oluşumu, sıklıkla şu karmaşık aşamalardan geçer: Çocuklarda tuba kısadır ve yataydır. Ayrıca çocukların bağışıklık sistemleri yeterince gelişmemiştir. Böyle bir durumda viral mikrorganizmalar kolayca tubaya yerleşir, yine reflüye bağlı pepsin-asid kolayca tubaya kaçar. Sıklıkla viral yerleşim, bazen reflü, hatta bazen allerji, tek başına veya beraberce mukozal iltihaba, mukozal immun reaksiyona ve mukosilyer aktivite bozulmasına yol açar. Bu mukozal patolojiler tubanın çalışmasını bozar, tuba iyi çalışamayınca orta kulakta basınç eşitlemesi oluşamaz, orta kulakta var olan havanın içindeki nitrojen mukozadaki venöz damarlara emilir ve böylece orta kulak hava basıncı düşer. Basınç düşüklüğü, orta kulak mukozasından transüda denilen seröz özellikte sıvı sızmasına yol açar. İyi çalışmayan tuba, bozulmuş mukosilyer temizleme ve seröz sıvı ortak etkiyle, bakterilerin tubal yolla orta kulağa retrograd olarak yerleşimine zemin hazırlar. Bakteriyel enfeksiyon ise var olan mukozal ve tubal reaksiyonları daha da artırır. Ayrıca orta kulağın küboid epitelinin çok sıralı silendrik üst solunum yolu epiteline metaplazisi uyarılır. Bu epitel, salgı hücrelerinden zengindir; orta kulaktaki salgı artar ve mukoid hale döner. Yine bakteriler biofilm denilen, mukozayı kaplayan ve antibiyotiklere direnç sağlayan yapıyı oluşturur. Mukoid sıvı ve biofilm de döngüyü şiddetlendirir. Oluşan enfeksiyon-tubal disfonksiyon-mukoza hastalığı merkezli kısır döngünün doğal süreçte kendiliğinden kırılması güçtür, zamana ihtiyaç gösterir, etken faktörlerin tekrar tekrar devreye girmesi ise döngünün çözümünü daha da zorlaştırır. Uzayan vakalarda iltihabın akut fazı yerini kronik faza bırakır ve kalıcı ödem, granülasyon, hatta fibrozis gelişir; attik-aditus-antrum-mastoid havalanmaları da bozulur, mukozanın yanısıra kemikte kalıcı değişiklikler oluşmaya başlar. Yine, zarın fibröz tabakasında dejenerasyon gelişir, buna bağlı olarak zarın gerginliği azalır ve zarın içeri doğru çekilmesi başlar. Tüm bunlar zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis medya zincirine giden sürecin işlemesi anlamına gelir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı belirti-bulguları, müphemdir. Efüzyonlu otit, akut otit gibi çocukluk çağı hastalığıdır, ancak akut otitten farkı sessiz ve uzun seyirli olmasıdır: Akut otitis medyalarda büyük çocuklarda oluşan kulak ağrısı, ya da küçük çocuklarda oluşan ateş-huzursuzluk-iştahsızlık gibi belirtiler efüzyonlu otitis medyalarda bulunmaz. Orta kulakta sıvı birikiminin hastalığın temel özelliği olduğu bu formda çocuklar, hafif işitme kaybı ve hafif denge problemleri dışında önemli bir belirti-bulgu göstermez. Küçük çocuklar bu durumun da farkına varamıyacak veya ifade edemiyecek olduklarından, çocuğun seslenmeye kayıtsız kalması, televizyona yakın oturması gibi ipuçlarının değerlendirilmesi önemlidir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı komplikasyonları, işitme kaybı ilintilidir. Efüzyonlu otitlerde oluşan işitme kayıpları 500 Hz ile 4000 Hz arasını tutar. Bu frekanslar konuşma frekanslarıdır, dolayısıyla bunlarda oluşan işitme kayıpları risklidir. Önemsemeyen hafif işitme kayıpları uzun sürdüğünde, özellikle konuşma-sosyalleşme sürecinde, çok önemli aksi sonuçlara yol açabilir. Konuşma gecikmesi, kendini ifade yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde başarısızlık, içe kapanma, hatta yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda başarısız olma problemleri zincirleme olarak oluşabilir. Efüzyonlu otitis medyalarda ayrıca dengesizlik, sersemlik hissi şeklindeki denge sistemi rahatsızlıkları sıkça görülür.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı sonuçları, daha ileri orta kulak iltihabı formlarıdır. Bunlar en basitten en ileri forma doğru şu şekilde özetlenebilir: Zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis medya.
Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı, nadir olmayarak görülür. Hastalık sıklıkla, çeşitli nedenlerle oluşan tubal disfonksiyonlar sonucu gelişir. Bu nedenler arasında üst solunum yolu viral enfeksiyonları, larengofarengeal reflü, allerji, rinosinüzitler sayılabilir. Ancak özellikle, yeni ortaya çıkan tek taraflı yetişkin efüzyonlu otitlerinde, geniz tümörü ihtimalinin mutlaka dışlanması gereklidir. Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabında görülen en önemli şikayet ise işitme kaybıdır.
|
Takip Tedavi Nasıldır - Tüp Takma / Grommet Ameliyatı Nedir
Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavisi konusunda, tıpkı akut orta kulak iltihabı takip-tedavisindeki gibi 2 farklı görüş söz konusudur: Birinci görüş “tedavi etme, takip et”, ikinci görüş “tedavi dene, takip et” şeklinde özetlenebilir. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika orijinli birinci görüş, tüm otitis medya formlarında antibiyotik kullanımını çeşitli gerekçelerle azaltmayı amaçlamaktadır. Bu görüş, efüzyonlu otitis medyada antibiyotik kullanmaksızın 6 ay takibi öngörmektedir. Tedavi merkezli klasik ikinci görüş ise, üst solunum yolu patojenleri denilen 3 mikroorganizmaya etkili geniş spektrumlu antibiyotiklerin makul bir süre kullanımı sonrası 6 ay takibi öngörmektedir. Geçmişte uygulanan uzun süreli antibiyotik kullanımından ise uzak durulmaktadır. Efüzyonlu otitis medyada ayrıca üçüncü bir görüş de söz konusudur ve bu görüş, tetikleyici olabilecek allerji, reflü, adenoidit-sinüzit gibi rahatsızlıkların tanıya veya tecrübeye dayalı tedavisini öngörmektedir.
Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabında antibiyotik seçimi, şu şekildedir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otitlerde antibiyotik kullanılacaksa, ilk tercihin amoksisilin olması yönünde yıllardır görüş birliği vardır. Ancak bu basit otit formlarında en sık saptanan streptokok, hemofilus ve moraksella suşlarından oluşan bakteriler; beta laktamaz denilen enzimi yaparak, penisilin bağlayıcı proteini değiştirerek ve biofilm oluşturarak antibiyotiklere direnç mekanizmaları geliştirmektedir. Direncin aşılmasının gerekli olduğu vakalarda amoksisilin-klavulanat kombinasyonu, sefuroksim ve seftriakson seçenekleri öne çıkar. Otitis medyalarda, doğrudan orta kulaktaki iltihaba yönelik olarak sempatomimetik-dekonjestan, antihistaminik ve kortizol içeren ilaçların kullanımı konusunda ise görüş birliği yoktur.
Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabını önleme yöntemleri, şu şekilde özetlenebilir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otit formlarının her üçü için geçerli olmak üzere; anne sütünün erken kesilmesi, pasif sigara içiciliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük sosyoekonomik koşullar, kalabalık çocuk yuvaları gibi orta kulak iltihaplarına zemin hazırlayan faktörler, ailelerin yönlendirilmesiyle, mümkün olduğunca düzeltilmeye çalışılır. Diğer taraftan bu üç otit formunun gelişimini önlemek için kullanılan aşı uygulamaları ise ancak kısmi fayda vermektedir. Viral enfeksiyonları takiben bakterilerin yerleşeceği ortamın oluşumunu engelemeyi amaçlayan grip aşıları yalnız belli infuenza suşlarına etkilidir, influenzanın diğer suşlarına ve çok çeşitli diğer viruslara etki etmemektedir. Pnömokok aşıları da yalnız bu bakterinin belli serolojik suşlarını kapsamakta, doğal olarak diğer suşlar ile hemofilus ve moraksella bakterilerine ise etkili olmamaktadır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabında ameliyat seçeneği, çok önemli bir tedavi yöntemidir. Hasta-aile ve hekimin ortak kararıyla ilk aşamada hangi tıbbi takip-tedavi yolu izlenirse izlensin, dirençli vakalarda ikinci aşama cerrahidir, yani kulak zarlarına tüp takılmasıdır. Obstruksiyon yapan adenoid hipertrofisi yani geniz eti büyümesi veya enfeksiyon kaynağı olan adenoidit yani geniz eti iltihabı saptanması durumunda ise, adenoidektomi denilen geniz eti alınması, tüp takılması ile beraber uygulanır. Adenoidektomi uygulanmamış vakalarda ikinci kez tüp takılması ihtiyacı oluşursa, bu dokunun mikroorganizma rezervuarı olma, biofilm barındırma ve tubal fonksiyonu bozma ihtimallerini bertaraf etmek için geniz eti de hemen daima alınır. Eğer çift taraflı anlamlı işitme kaybı ile buna bağlı konuşma geriliği ve ilişikli problemler söz konusu ise, cerrahi girişimler daha atik uygulanır.
Kulağa tüp takma ameliyatı, kulak zarına bir delik açılmasını takiben, minik bir makaraya benzeyen, ortasında havalandırma kanalı bulunan bir tüpün zardaki bu küçük deliğe yerleştirilmesi işlemidir. Hekimler bu tüpleri havalandırma tüpü, timpanostomi tüpü veya grommet tüpü şeklinde isimlendirirler. Dirençli efüzyonlu otitlerin tedavisinde, zara havalandırma tüplerinin takılması, orta kulağın yeniden havalanmasını temin eder. Kulak tüpleri; östaki burusunun işlevini uzunca bir süre üstlenir ve tüp kanalıyla havalanma orta kulak basıncının dengelenmesini sağlar. Böylece hastalık kısır döngüsü kırılır ve orta kulak ile östaki borusunu kaplayan dokunun sağlığına kavuşması fırsatı oluşur.
Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı tedavisi, vaka bazında kararlarla yapılır. Yetişkin hastalarda önce altta yatan hastalığa yönelik tıbbi veya cerrahi tedavi uygulanır. Tümörler dışındaki vakalarda, enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri çok önemlidir. Konzervatif, tıbbi tedaviye dirençli vakalarda ikinci aşama, tüp takılmasıdır. Havalandırma tüplerinin birden fazla kez takılması, hatta T-tüpü denilen yıllarca kulakta kalan özel tüplerin takılması gerekebilir. Yetişkinlerde çocuklardan farklı olarak tuba balon dilatasyonu ve lazer tuboplasti seçenekleri de söz konusudur. Her tür cerrahi girişim mutlaka enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri ile desteklenmelidir.
|
Efüzyonlu Otitte Takip, Tedavi, Ameliyat Sonrası Nasıldır
Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavi sırası ve sonrası, şu şekilde özetlenebilir: Hastaların önemli bir bölümü kendiliğinden veya tıbbi yardımla düzelir. Ancak vakaların bir kısmı takip-tedaviye direnç gösterir; bu vakalarda kulak tüpü ve ihtiyaç halinde geniz eti operasyonu uygulanır. Tüp takılan vakaların büyük bölümü tamamen düzelirken, küçük bir bölümünde direnç devam eder, ikinci, hatta üçüncü kez tüp uygulanması gerekebilir. Hasta-aile ve hekimin tüm uğraşısına karşın, az sayıda hastada, hastalık daha ağır formlara ilerleyebilir ve efüzyonlu otitis medya tabloları yıllar içinde zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu müzmin otitis medya veya kolesteatomlu müzmin otitis medya tablolarına dönebilir. Diğer taraftan işitme kaybı ilintili konuşma gecikmesi, kendini ifade yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde başarısızlık, içe kapanma, nihayet yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda başarısız olma problemleri, uzun süreli çift taraflı işitme kayıplarında hastalığın basit veya ileri otit formu olmasına bakmaksızın, söz konusu olabilir.
Kulak tüpü ameliyat sırası ve sonrası, şöyle özetlenebilir: Operasyon, çocuklarda genel anestezi altında, yetişkinlerde ise lokal veya genel anestezi altında uygulanır. Hastalar, başka bir müdahale yapılmamışsa, aynı gün taburcu edilir. Havalandırma tüplü hasta denize girerken ve özellikle suya dalarken, kulağını, hekim tarafından belirlenen önlemlerle korumak zorundadır. Tüplü kulaklarda nadiren de olsa akıntı gelişebilir; bu akıntılı vakalar kronik otitis medya formu kuralları dahilinde tedavi edilir. Kulak tüpleri kullanılan tüpün cinsine göre değişmek üzere aylarca yerinde kalır, takiben vücut yabancı dokuyu reddeder, tüpler dışarı atılır, zar deliği ise kendiliğinden iyileşir. İstisnai vakalarda tüplerin atılmasını takiben zar deliği kalıcı hale gelebilir. Tüpleri takiben daha sık görülen problem ise timpanoskleroz, yani orta kulakta iltihabi kireçlenme oluşmasıdır. Bu iltihabi kireçlenmeler genelde yalnız miringoskleroz, yani zar kireçlenmesi şeklinde gelişir. Kireçlenme kemik zinciri tutmadığı sürece, önemli bir probleme yol açmaz. Tüp takılmasının çok önemli kazanımları, bu düşük ihtimalli ve sınırlı problemlerin göze alınmasını gerektirir. Dirençli efüzyonlu otit vakalarında havalandırma tüpü takılması ve ihtiyaç halinde geniz eti alınması ameliyatları, kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak değerlendirildiğinde; işitme kaybına bağlı komplikasyonların gelişmesi ve hastalığın tehlikeli ileri formlara ilerlemesi ihtimallerini çok azaltan girişimlerdir.
|
|
|
|
|
|
Ayrıca Bakınız:
|
- KULAK İLTİHABI
- DELİK KULAK ZARI
|
|
|